Cumaovası(Menderes) Hakkında
MENDERES ADI NEREDEN GELİYOR
Rodos´un fethine çıkan Kanuni Sultan Süleyman´ın orduları bir süre Menderes´te konaklamış, Menderes´i karargah olarak kullanmıştır. Bu sırada bölgeye “Cem Ovası” denildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Bölge adını 1071 yılında Cüneyt Bey´in adından yola çıkılarak Cüneyt Tabat sonra, Cumaabat olarak almıştır. 9 Eylül 1922´de İzmir ile birlikte düşman işgalinden kurtarılmış ve Cumaovası olarak anılmaya başlanmıştır. 07 Haziran 1988 tarihinde Cumaovası Havaalanının adı Adnan Menderes Havalimanı olarak değiştirilince Cumaovası kasabanın adı da "MENDERES" olarak değiştirilmiş ve İlçe statüsüne kavuşmuştur.
COĞRAFYASI:
Menderes ilçesi, İzmir´in güneyinde yüzölçümü 788,66 km2, yüksekliği 110 metre olan, toprakları verimli, 43 km´lik sahil şeridinde birbirinden güzel kıyı, koy, turistik işletme ve tesisleri ile İzmir´in güzel ve potansiyeli yüksek turistik bir ilçesidir. Menderes, İzmir şehir merkezine 20 km mesafededir. Adnan Menderes Havalimanı´na 6 km, Efes Antik Kenti´ne 44 ve Meryemana Kilisesi´ne 42 km mesafesindedir.
Kuzeyinde Gaziemir, güneydoğusunda Torbalı, batısında Seferihisar, güneyinde Selçuk ve Ege Denizi ile çevrilidir. En yüksek yeri Çatalkaya ve Gümüşsu dağlarıdır. Batıda küçük tepeler halinde Sandı Dağları vardır.
EKONOMİSİ:
İlçe ekonomisinde tarım ve hayvancılık önemli yer tutar. Arpa, buğday, pamuk, tütün, narenciye ve seracılık önemli gelir kaynağıdır. Son yıllarda çeşitli dallarda faaliyet gösteren sanayi kuruluşları kurulmuştur. İzmir´in içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı ilçe sınırlarındadır.
Menderes´in günlük ekonomik hayatında ilçe merkezindeki dükkanları ve haftanın belli günlerinde ilçenin dört bir yanında kurulan pazarları büyük önem taşımaktadır. Ulaşım kolaylıkları ve tarım alanlarına yakınlığı nedeniyle Menderes´in pazarları hem satıcıların hem de tüketicilerin büyük rağbet gösterdiği ekonomik canlılığı olan alanlardır.
Yaş sebze ve meyve, ayakkabı ve kıyafet, canlı hayvan, şarküteri, Türk el sanatları, aksesuar ve daha birçok ticari malın alıcısıyla buluştuğu pazarlara yerli ve yabancı turistlerin ilgisi gün geçtikçe artmaktadır. İlçe merkezindeki pazar yeri her perşembe ve her pazar günü kurulmaktadır.
MENDERES´İN TARİHİ:
Menderes ilçe merkezinin tarihçesi Roma devrine kadar uzanmaktadır. Bazı kalıntıların incelenmesinden anlaşıldığına göre ilk toplu hayat Bizans devrine aittir. Polis Hora ve Ayena adlı iki büyük şehir vardır. Bu iki şehir Taşköprü ile birbirine bağlanmıştır. Bu olay 600 yıllarına rastlar. 1071 Malazgirt savaşından evvel birçok Selçuklu Beyi, önce doğu sonra batı Anadolu´ya yerleşmişlerdir. Savaştan sonra yerleşme daha da hızlanmıştır. Yeni, köy ve şehirler kurulmuştur. Anadolu Beylikleri zamanında her iki köyü zapteden Aydın Oğullarından Cüneyt Bey´e izafeten yeni kurulan köye Cüneydabat adı verildiği sanılmaktadır.
14. yüzyıl ortalarında memleketini genişleten Karasi Beyliğini ilhak eden Orhan Gazi´nin, etkisi ve nüfuzu İzmir´e kadar yayılmıştır. O tarihten itibaren Menderes belli bir köy olarak tanınmaya başlamıştır. 14. yüzyıl sonlarında Yıldırım Beyazıt İzmir´i ele geçirmiş ve Menderes çevresinde kendisini tanıtmış olan Cüneyt Bey´in babası İbrahim Ağayı İzmir´e subaşı olarak atamıştır. Yıldırım Beyazıt´ın seferden sefere koşması İzmir´in Rodos şövalyelerinden iyice temizlenmesini engellemiş ise de, Timur sonuca ulaşmıştır.
Cüneyt Bey´in, hayli önemli işler başarmış Sinan Fakı adlı bir kadısı vardır. Kadı efendi, Menderes ile Gölcükler arasında kendi adıyla anılan bir köy kurmuş, ancak köy halkının tamamı büyük bir veba salgını sonucu vefat etmiştir. Köy bakımsız kaldığı için harap olmuştur. Bugün hala kalıntıları vardır.Rodos´un fethine çıkan Kanuni Sultan Süleyman´ın orduları da bir süre Menderes´te konaklamış, Menderes´i karargah olarak kullanmıştır. O dönemlerde buraya “Cem Ovası” denildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. Kurtuluş savaşından sonra Cumaovası adını almış, 1988 yılından itibaren de Menderes adıyla ilçe olmuştur
1402-1403 kışını bu çevrede geçiren Timur, İzmir yakınlarına gelerek şövalyelerin başı olan Gulliame ve Muni´den şehri boşaltmalarını istedi. Red cevabı üzerine şehri işgal etti. 1403 yılının ilk günlerinde İzmir, Timur´un eline geçti. Timur, Orta Asya´da yapacağı savaşlar için buradan ayrılırken eski topraklarını Aydınoğullarına iade ettiyse da önceden Yıldırım Beyazıt tarafından subaşı olarak tayin edilen İbrahim Ağa´nın oğlu Cüneyt Bey sahneye çıktı. Cüneyt Bey Poliahora (bu ad sonradan Ballı Kaya diye anıldı) denilen yere bey olarak tayin edildi. Babasının ölümü ve Timur´un burayı terk etmesinden yararlanıp, Edirne´de hüküm sürmekte olan Yıldırım Beyazıt´ın oğlu Süleyman Çelebi´den de yardım görerek, Aydınoğullarını İzmir´den uzaklaştırdı. 1405-1406´dan sonra hamisi isyan ettiği için tevkif edilip Rumeli´ne sürüldü. Daha sonra bir fırsatını bulup tekrar İzmir´e geldi. Mehmet, bütün kardeşlerini saf dışı ederek Osmanlı saltanatını ele geçirdikten sonra Cüneyt´e karşı harekete geçerek 1415 yılında İzmir´i kuşattı. On günlük bir kuşatmadan sonra Cüneyt Bey İzmir´i terk ederek Bizans´a sığındı. 1422 tarihinde tekrar İzmir´e gelerek bir süre daha buraya hakim oldu. 1424 veya 1426´da II. Murat tarafından yakalatılarak oğluyla beraber idam edildi. Bugün Karacaağaç´ta mezarı bulunmaktadır. Bundan sonra İzmir, dolayısıyla Menderes daimi olarak Osmanlı himayesine katıldı. Kurtuluş Savaşının ardından ise bu yerleşim merkezi Cumaovası olarak anılmaya başlamıştır.
ÖZDERE: