Daday Belediyesi

Web
E-posta
: info@daday.bel.tr
Telefon
: 0(366) 616 10 05
Adres
: Belediye İş Hanı Kat:2 Daday/ Kastamonu
Bölge
: Karadeniz Bölgesi
İl
: Kastamonu
Diğer
: Yüzölçüm: 973 M² / Posta Kodu: 37870 / Alan Kodu: 366

Daday Kaymakamlığı

Web
E-posta
: daday.kaymakamligi@gmail.com
Telefon
: 0(366) 616 10 01
Adres
: Daday Kaymakamlığı Adres : Merkez Mahallesi Pazar Yeri Sokak Hükümet Konağı No: 9 PK: 37870 - Daday / KASTAMONU

Daday Hakkında

Daday Tarihi: Daday´ın bir yerleşim yeri olarak seçilmesi MÖ 5.000 yıllarında Kastamonu ile aynı yıllarda olmuştur. İlk defa yerleşenler Gasgaslar diye yazılı belgelere geçen Kaşka Türkleridir. Daha sonra Etiler, Paflagonyalılar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler (MÖ4.yy´da), Yunanlılar, Rumlar, Romalılar, Araplar, Danişmentler, Selçuklular, Çoban Oğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar bu toprakları yerleşim yeri olarak seçmişlerdir. Uzun yıllar Türk, Bizans mücadelesine sahne olduktan sonra Türklerin buraya yerleşmesi 1214 yılında olmuştur. Selçuklu sultanları tarafından ikta olarak verilen Kastamonu ve yöresinin sahipleri Bizanslılara karşı daimi mücadelede bulunan Türklerin idarecileri olan Çoban ailesidir. Bu aile Oğuzların Bozoklar kolunun Kayı soyundan gelmektedir. Kayı topluluğu da Selçuklu döneminde Kastamonu - Ankara arasında yerleştirilen otuz bin çadırlık Türkmen grubuna dahildir. Bu aileden bildiğimiz, Beylerbeyi unvanı ile anılan Emir Hüsamettin Çoban Bey, Eflani - Daday ile Kastamonu arasında yerleşmiştir. 1291 yılında beylik topraklarının Şemsettin Yaman Candar tarafından alınması ile Çobanoğulları Beyliği son bulmuş, Candaroğulları Beyliği başlamıştır. Daday´ın Candaroğulları zamanında Ankara ile Kastamonu arasında yer alan 25 büyük yerleşim yerinden biri olduğunu tarihi kaynaklardan anlıyoruz. Fatih Sultan Mehmet´in 1460 yılında Candaroğulları beyliğini ortadan kaldırmasından sonra Osmanlı devletine katılmıştır. Daday´ın 1869 yılında yayınlanan Kastamonu Salnamesine göre Kastamonu Sancağının ilçesi olduğu bilinmektedir. Coğrafi Yapısı: Daday Kastamonu ilin kuzeybatısında yer alan bir ilçedir. Daday Köroğlu dağ sıraları içerisinde yer alan bir grupta 980 rakımda bir ova görünümündedir. Vadiyi ortadan bölen Gökırmak´ın kollarından birisi yer almaktadır. Arazi yapısı açısından çok verimli topraklara sahip değildir. Ormanlarla çevrili oluşu ekilebilir arazi bakımından Dadayı sınırlamaktadır. Ayrıca İlçe engebeli bir yapıya sahiptir. Sulama imkânları sınırlıdır. Yumurtacı ve Taşçılar isminde iki gölete sahiptir. Fakat bu göletler tarımsal sulama alanında yeterli rezerve sahip değildir. Daday´ın vadi içerisinde düz bir zeminde teşkili ulaşımı kolay hale getirmektedir. İklim ve Bitki Örtüsü: İklimi tipik karasal iklimdir. Kış ayları genellikle kar yağışlı ilkbahar ve sonbahar ise keskin soğukları içerisinde barındırmaktadır. Yazları ise sıcak ve çoğunlukla kurak geçmektedir. İkliminin karasal oluşu bu bitkilerin verimini olumsuz yönde etkilemektedir. Baklagiller ise ev tüketimine yönelik olarak üretilmektedir. Elma, armut ve sınırlı sayıda meyveye sahip bir bitki faunasına sahiptir. Keskin soğuklar ve ilkbaharda yaşanan don olayı sebze ve meyvecilik üzerinde önemli olumsuzluklara yol açmaktadır. Bitki örtüsünün çeşitliliği ve ormanlık alanların varlığı bölgede yetiştirilen balın kalitesini olumlu yönde etkilemektedir. Esnafın iş hacmi çok büyük olmayıp genellikle dayanıklı tüketim malları ve gıda mamulleri üzerinde ticaret hayatı şekillenmektedir. Nüfus ve İdari Yapı: Daday İlçesi 2016 Yılı Nüfus Dağılımı KADIN ERKEK MERKEZ 1687 1527 KÖYLER 2871 2798 TOPLAM 4558 4325 8883 Ulaşım: Kastamonu il merkezine 29 km uzaklıktaki Daday´ın 60 köyü bulunmaktadır. Sabah 7.00 Akşam 22.30 arası Her saat il merkezi Migrosun karşısından ilçemize karşılıklı olarak yolcu minibüsü kakmaktadır. İlçemizin doğal güzelliklerini gezerek ve Meşhur Daday Etli Ekmeği´ ni yiyerek direk olarak Selalmaz Eflani üzerinden Safranbolu ve Karabük iline, Araç ilçesine, Azdavay İlçesine, Pınarbaşı İlçesine kendi aracınız ile de ulaşabilirsiniz. Eğitim: Daday İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak amacımız sürekli değişen dünya şartlarında bilgi toplumunun gerisinde kalmadan, geçmişimize sonuna kadar sahip çıkacak, geleceğimizin mimarı ve günümüze hâkim olacak ilkeli nesiller yetiştirmektir. Yavrularımızın, çocuklarımızın ve gençlerimizin mazisini unutmadan, geleceğini hazırlayabilmek kurumumuzun en önemli görevidir. 1984 yılında yeniden yapılandırma çalışmaları sonucu İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kurulmuştur. Müdürlüğümüz değişik mekânlarda sürdürdüğü hizmetini 1997 yılından 2009 yılına kadar şimdiki Halk Eğitim Merkezi binasının zemin katındaki 4 idare odası ve 2.katta bulunan bir arşiv odasında devam ettirmiş olup 2009 yılı mart ayından itibaren İlçemizde hizmete yeni açılan hükümet binasının 4.katındaki hizmet alanına taşınmıştır. Halen 8 idare odası ve bir arşiv ile hizmetini sürdürmektedir. Daday İlçesinde eğitimin tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. 1310 tarihli Kastamonu Salnamesinde Daday´ da 3 medrese, bir kütüphane olduğu kaydedilmektedir. Osmanlı döneminde de ilçe merkezinde 1 adet Mekteb-i iptidaiye, 1 Mekteb-i Rüşti olduğu bilinmektedir. Cumhuriyet döneminde ilk mektep, 1917 yılında Dar´ül-eytam olarak inşasına başlanan ve 1924 yılında ufak tefek eksiklikleri giderilerek öğretime açılan İlkokul olmuştur. İlk ortaokul 01.11.1948 yılında açılmış olup; 1965 yılında ortaokul pansiyonu hizmete girmiştir. 1972-1973 öğretim yılında ilçemizde Ortaöğretim(Lise) eğitimi başlamıştır.1980 yılında ilk kez İmam Hatip Lisesi orta kısmı,1989-1990 öğretim yılında Lise kısmı öğretime açılmıştır.1992-1993 öğretim yılında İlköğretim uygulamasına geçilmiştir. İlçemizde Yatılı İlköğretim uygulaması 2000 yılında başlamıştır. Halk eğitim merkezi çalışmaları 1979 yılında başlamıştır. İlçemizde 2 Anaokulu, 2 İlkokul,1 İlköğretim Okulu, 2 Lise, 1 Prof. Dr. Fahri Ecevit YİBO, 1 Selalmaz PİYO, 1 Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Sağlık: İlçede 1 Adet Devlet Hastanesi hizmet vermektedir. Kültür ve Turizm: Balaban konağı: Daday´a 5 km. uzaklıktaki İnciğez köyüne bağlı Çiftlik mahallesindedir. Binanın 1632 yıllarında yapıldığı belirtilmektedir. Güney-batı köşesindeki oda önemlidir. Kapı, tavan ve dolaplar Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini sergilemektedir. Duvarlardaki hat yazıları H.1312 yani 1895 yılında yazılmıştır. Odanın dolapları, kapısı, duvar süveleri ve duvarları, Konak´ta misafir kalan dönemin şair ve ozanları tarafından yazılarla doldurulmuştur. Bu yazılar belli başına bir inceleme alanını kapsamaktadır. Daday´ın son yüzelli yıllık tarihine ışık tutacak kanısındayım. (Bülent Ecevit´in Dede Evi) (Mustafa Şükrü Efendi Konağı) İki katlı olarak karşımıza çıkar, geleneksel köy evleri planına göre yapılmıştır. Altında ahırı mevcuttur. Ağaç çantılarının üzeri hımış tekniğindedir. Çatkı ağaçlarının arası kerpiçle doldurulmuştur. Güney batı köşesinde yer alan oda önemlidir. Daday Hükümet Konağı: 5.Ağustos 1891 tarihinde Daday´a gelen Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa´nın gayretleri ile temeli atılmış, vali Vekili Muharrem Bey tarafından 25 Kasım 1891 tarihinde açılmıştır. Bina Dadaylılar tarafından 3 ay 20 gün gibi kısa bir sürede, yöreye has ahşap mimarisi ile yapılmıştır. 30 Ağustos 1925 tarihinde, saat 15.20´ de Atatürk´ü, 1938 yılında zamanın Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İNÖNÜ ve 28 Mayıs 1994 tarihinde ise K.K.T.C. Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf DENKTAŞ´ı ağırlamıştır. Bina yapıldıktan iki yıl sonra, 1893 tarihinde, ünlü Türk Edebiyatı şairlerinden Şair Eşref Bey, İlçede 6 ay gibi bir süre Kaymakamlık yapmış, Kaymakamlık odasının tavanını ve duvarlarını süsletmiştir. Seyidi Beyoğlu Konağı: Ağustos 1925 tarihinde Atatürk´ü misafir eden bu konağın yapım tarihi 03.Nisan 1330 / M.1912 dir. Oda ve salonlarda ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri sergilenmiştir. İkinci kattaki kuzey batı köşesindeki (bu odada Atatürk ağırlanmıştır.) ve güneydoğudaki odaların tavan işçiliği daha fazla önemlidir. Tavanın ortasında tavan göbeği yer almaktadır. Bu göbeğin ortasında on köşeli yıldız motifi, yıldızın ortasında bitkisel motiflerle ahşap oymalar, bu oymalardan sonra sekizgen göbek çerçevesi yer alır. Göbek çerçevesinin üzeri balıksırtı ahşap motifi ile süslüdür. Göbeğin fonu kırmızı muşamba ile kaplanmıştır. Sekizgen göbeği ikinci stalâktite bağlamak için köşelerde dört adet üçgen kullanılmıştır. İkinci stalâktitten sonra göbek yüzeyi yükselmekte, odaya daha da derinlik kazandırmaktadır. Dikdörtgen bir bordürle çevrelenmiş bulunan bu göbekten sonra kenarlara doğru alçaklı yüksekli devam eden yivli ve geçmeli yapılmış tahtalar duvarlara kadar bu şekilde devam etmektedir. Tavanda sona ermeyen bu motif düzenlemesi konsollarla duvara geçer. Honsalar Tepesi Tümülüsü: Alipaşa Köyünün hemen girişinde yer almaktadır. Tepe kısmından ve kuzey-doğu tarafından kazılmış olduğu görülmektedir. Akınların ve istilaların bol olduğu o dönemlerde gençlerin ve erkeklerin kaçışlarına veya savunmalarına ayak uyduramayan kadınların ve küçük çocukların gizlenme yeri olarak kullanıldığı, ellerindeki ve kışlık yiyeceklerinin istilalardan saklandığı bir yer görünümündedir. Büyük bir ihtimalle M.Ö.6.yüzyılda Lidyalılar zamanında yapıldığını söyleyebiliriz. İlçede toplam yedi adet tümülüs mevcuttur. Meyre Mabeti: Daday´a kırk km. uzaklıktaki Aktaştekke Köyü´ne bağlı Meyre mahallesindedir. Mabet´in kitabesi Boyu 180 cm.eni 86cm.kalınlığı 50cm. dir. Kitabe Grekçe alfabesi ile yazılmıştır. Bu kitabe Tercümesi şöyledir; Hayırlı olsun. Atalarının taptığı tanrı Zeus Benitemas´a müdür, atadan kalma kabile reisliğini alan, mukaddes yerleri kurmuş, hususi has ve birinci memur olan ve mabedin temelini atan ve Arimios diye isimlendirilen Gaios´un oğlu Markos AurelliosAlexandros ki o kabile reisi has kurucu, besleyici, Pontus eyaletinin başrahibi olup pek itibarlı, Amastris şehrinin en büyük memuriyetini icra etti. Bitinya ve Pontus eyaletinin baş rahibi idi .Mukaddes Antniostafından (İmparator Caracalla) şöhret gördü. Devletin bütün hürmetli memuriyetlerine itibar kazandı. Nihayet AurelliosAlekxandros 279 yılında hevesle mabeti yaptı ve techiz etti". Kitabeden anladığımıza göre biranın temelini Arimios (Gaios) atmış, 279 yılında oğlu MarkosAurelliosAlexandros tarafından tamamlanmıştır. Arimios´un ataları, gök tanrısı Zeus tarafından yöneticilikle görevlendirilmiş ve bu görev Arimios´a geçmiştir. Arimios kabile reisidir. Biritanya ve Pontus eyaletinin başrahibidir. Roma İmparatoru Mukaddes Antnios (Caracalla İS.188-217) tarafından büyük itibar görmüş ve ticaret iskelesi olan Amastris (Amasra) şehrinin yönetimini üstlenmiştir. Bu kaynaktan anlaşıldığına göre binanın yapımı yıllarca sürmüştür. Bina önce tapınak (mabet) olarak yapılmış ancak, Roma İmparatorluğunun İS.313 de Hıristiyanlığı kabul etmesinden sonra kiliseye çevrilmiştir. Bu nedenle mabet denilmektedir Kaya Mezarları: Daday´a altı km. uzaklıktaki İnciğez Köyündedir. Gök Irmağın ilk çıkış kaynağını oluşturan Daday Çayı´nın hemen güney yamacında, dik inen kayalıklar üzerine oyulmuştur. Bu kayalık, jeolojik yapı olarak üçüncü zamanda oluşmuş, tebeşirli yumuşak kalker ve greler den meydana gelmiştir. Kaya mezarlarından çok kaya evlerinin özelliğini taşımaktadır. Kalıntı incelendiğinde; üç kat olduğu ve her katında üçer oda olmak üzere dokuz mağara odasından oluştuğu görülmektedir. Her odadan diğer odalara geçilmektedir. Bizans Dönemine ait olduğu ileri sürülen bu mağaralar, o dönemde yaşayan insanlar tarafından, istilalardan korunmak için yapılmış olabileceği gibi mezar ve ibadet yeri de olarak kullanılmış olabilirler. Tarihi bir kayıta rastlamak mümkün değildir. Ancak, Bizans döneminden hareket edilerek MÖ:64-330 yılları arasında yapılmış olabileceği ileri sürülebilir. Taşlıbayır Sarkıt Mağaraları: Mağaranın girişi 50 x 80 cm. ölçülerinde, kenarları yontulmuş, iki metre kalınlığında bütün bir kayaya oyulmuştur. Çevresi ve aşağıya inen yüzeyin üzeri perdahlı, yetmiş derecelik bir eğimle üç buçuk metre derinliğe inilmektedir. Bu oda duvarlarından üç ayrı yöne açılan oyuklar mevcuttur. Dar oyuklardan birsinden geçerek (diğerlerinin nerelere uzandığı henüz bilinmemektedir.) diğer odalara uzanmak mümkündür. Sekiz-on odadan ibarettir. Sondaki iki oda oldukça büyüktür. Yüksekliği sekiz metre eni ve boyu onsekiz-yirmi metre kadardır. Bu son odaya kadar ilerlemek için yaklaşık yüz metre Yürümek gerekmektedir. Çevresindeki dehlizlerin nerelere kadar uzandıkları belli değildir. Sondaki iki odanın tavanından sular akmaktadır. Bu suyun neticesinde bir metreden dört metreye uzanan sarkıtlar inmektedir. Bu sarkıtlar beyaz renktedir.Bu doğal mağara yer altı su kaynaklarının toplandığı depoların en güzel örneklerindendir. Mağara büyük bir turizm potansiyeline sahne olabilecek niteliktedir. Mağara Daday´a 12km.uzaklıktaki Akılçalman köyü sınırları içersinde, Hızar deresi mevkisindedir. Ali Paşa Cami: Ali Paşa Cami Honsalar´dadır. Yapım özelliği bakımından pek özellik arz etmez. Son dönem Osmanlı mimarisini (18 yy.) yansıtmaktadır. İlk ölçüleri 7,5 x 7,5 m olan binanın yan kısmına sonradan ilaveler yapılarak genişletildiği anlaşılmaktadır. Cami kitabesinde şunlar yazılıdır; 1- Benahazihil Mescide El Emiril muazzam 2- Ali Paşa Bin Turgut Bey El - merhum 3- Fi tarih sene aşr ve semanine yazısı yer almaktadır. Manası; 1- Bu camiyi El - Emiril Muazzam yaptırdı. 2- Turgut Bey (merhum) oğlu Ali Paşa 3- 810 senesi tarihinde Kesme taş olan bu kitabede, yazı araları bitkisel motiflerle süslenmiştir. Dış duvarda asılı olarak duran saç levhada, yapılışı H.796 - M.1390 yazmaktadır. Candaroğulları´nın en kuvvetli zamanlarında 2.Süleyman Paşa ( 1385 - 1392 ) ile İsfendiyar Bey´in(1392 - 1439 ) geçiş döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır. Üzerinde kelimeyi tevhit ve aksi istikamette üsluplaştırılmış kuş figürleri bulunmaktadır. Ali Paşa´nın, Candaroğulları´nın uç emirlerinden olması ihtimali çok fazladır. EL SANATLARI Yayık, Çalmaç, Tıkır, Fıçı: Bunlar el sanatlarımızın en orijinal olanlarıdır. En çok Geriş, Kızsini, Hasanağa Köyü´nün Demirci mahallesinde yaşatılmaya çalışılır. Gürgen ( Köknar ) ağacı yarılarak parçalar hazırlanır. Bu parçaların boyları, yapılacak işe göre kesilir. Baca veya ateşte kurutularak, içine konulacak süt, yoğurt veya suyu kokutmaması sağlanır. Parçaları, ağaç planya ile temizlenir. Yanları düzeltilir, yivler açılır. Daday Sandalyesi: Yaşamaya çalışan el sanatlarımızdan biride sandalyedir. Akpınar Köyü yakınlarındaki Çıllar mahallesinde yapılmaktadır. Malzeme olarak gökçeağaç kullanılır. Ayaklarının açılmaması için teller yardımıyla birbirine bağlanır. Otantik görünümlü bu sandalyeler ancak sipariş üzerine yapılır. Selalmaz Bezi: Ürünleri, kendine özgü yöntemlerle elle ve basit aletlerle (çıkrık, kelebe, çağ, dolap, masura) ağaç tezgahlarda dokunan, standart bir üretimi olmayan ürünlerdir. Birbirine benzerler ancak; tıpa tıp aynısı değillerdir. Bu nedenle kendine özgü kıymetleri vardır. 1941 yıllarına Daday´da 1257 tezgâhın faaliyet gösterdiğini o zamanın basınından öğrendim. Son yıllarda teknoloji karşısında eriyip gitmişlerdi. Evlenecek kızların çeyizlerine bu dokumalardan konulur, dokuma bilen kızlar evlenmede tercih edilirdi. Düğünlerde kızların çeyizleri arasında birkaç paket ipliğin bulunması ve kızın anası evindeki tezgâhını da kocası evine getirmesi gelenek halini almış, hala o yörenin sandıklarında bu dokumaları bulmaktayız. Çocuk daha beşikte iken anasının veya nenesinin dokuduğu tezgahının şak-şak çıkaran sesi ile uyur ve uyanır, onların tatlı ninnisine tezgah sesine eşlik ederdi. Şile bezinden daha ince ve hoş duran bu dokumaların yapılışı şöyledir. 20/1 numaralı kıvrak pamuk ipleri dirençlerinin artırılması ve dokuma esnasında kırılmamaları için çirişleme yönteminden geçirilir. Çirişleme; Kaynayan su içerisine un, yağ karıştırmak sureti ile elde edilen karışım içerisinde iplik çilelerinin ovuşturulması ile sağlanır. Çirişlenen ipler çıkrık yardımı ile masuralara sarılır, masuralar çağ denilen araç yardımı ile büyük dolap üzerinde dokumanın enine ve boyuna göre ayrımı yapılır. Bu büyük dolap üzerinde 1200-1800 ayrı iplik, her birinin boyu 90-100 metre olacak şekilde karıştırılmadan ayrılması gerekir. Bu ayrımın püf noktası çatal denilen, üç parmaklı bir araca bağlıdır. Ayrımı yapılan ipler Salman üzerinde toplanır. Tezgâh üzerinde sırasıyla tırmıktan geçirilerek yayılması sağlanır. Yayılan ipler gücülerden ve taraktan geçirildikten sonra selmüre dolanır. Bu iplere çözgü ipleri denilir. Çözgü ipleri ayakçalar yardımı ile bir aşağı bir yukarı hareket ettirilerek açılmaları sağlanır, açılan bu iplerin aralarından, mekiğe sarılı atkı ipleri atılmak sureti ile geçirilir ve tefe yardımı ile sıkıştırılmak sureti ile dokunur. Dokuma esnasında içerisine motifler atılır. Yıkandığında iplik özelliği ve dokuma tekniğine göre, bazı iplerin çekmesi bazılarının çekmemesi ile kıvrım, kıvrım otantik bir görünüm sağlanır. Renkleri beyaz, natureldir, içerisindeki motifler isteğe bağlı olarak renkli olabilir. Bu dokumalar, masa, sehpa örtüsü, elbiselik, cibinlik, perdelik çarşaflık, peştamal, peçete ve ev dekorasyonunda kullanılmaktadır. El dokumaları olduğundan, kıymetleri fazladır. Bu dokumalar zamanın köylü kadınları tarafından pazar yerinde bir sıra halinde sıralanıp önlerinde çeşit çeşit renk renk, göyneklik, çarşaflık, önbezi, yaşmak, perdelik olarak satılırdı. Erkeklerin giydiği, pantolon, yelek ve çobanların kullandığı yamçı, doğal yünün ip haline getirilip tezgâhlarda dokunmasından sonra yüzeyi pürüzlü ağaç oluklarda iki kişinin birer ucundan tutup saatlerce ileri geri asılmaları sonucunda keçeleştirilmesi neticesinde çok sağlam, kalın bir kumaş elde edilirdi. Daday´da dokuma tezgâhlarının tarihi incelendiğinde tarih boyunca hep var olduğu görülmektedir. İlk yazılı kayıta, 26 Ağustos 1941 yılında yayınlanan Kastamonu Doğrusöz gazetesinde rastlayabiliyoruz. Bu yazıda " Daday´da dokumacılar arasında bir kooperatif kurulması için faaliyet başlamıştır. Resmi muamelelerin ifası için müessisler hükümete müracaat etmişlerdir." denilmektedir. O tarihte Daday´da 1257 adet tezgâhın kayıtlı olduğu bilinmekle beraber kayıtlı olmayanlarla beraber sayının daha da fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bazı kaynaklarda adı geçen dokumalar Eflani dokumaları olarak bilinmesine rağmen, Selalmaz yöresinde dokunan bu dokumaların Eflani´ye yakınlığı nedeniyle Eflani pazarında satılmaları nedeniyle, belirtilen isimle tanınmasına rağmen, asıl olan Selalmaz Yöresi Bezi olarak bilinmesinde ve bu şekilde düzeltilmesinde yarar vardır. Bu dokumaların Kastamonu dokumaları içerisinde, inceliği ve kıvraklığı yönünden apayrı bir yeri vardır. Ancak; Kastamonu dokumalarından soyutlamak mümkün değildir.

Görseller

  Kuruma ait festivaller

⇱ Sürükle

Hepsini Sil  

X